Uzmanlar, 2004 yılında büyük bir toplumsal uzlaşı ile devreye giren enflasyon düzeltmesinden kısmi süreli de olsa vazgeçmenin, iş dünyasını olumsuz yönde etkilediğini belirtiyor.
Enflasyonun son üç hesap döneminde yüzde 100’den ve içinde bulunulan dönemde yüzde 10’dan fazla olması halinde mali tabloların enfl asyon düzeltmesine tabi tutulmasını öngören enflasyon muhasebesi uygulamasının bir an önce başlaması gerektiği bildiriliyor.
Dünya’dan Hüseyin Gökçe’nin haberine göre uzmanlar, mali durumların gerçeği yansıtmadığı ve mali tablolara bakarak işletmeler hakkında doğru karar vermenin mümkün olmadığını kaydettiler.
Uzmanlar 2004 yılında büyük bir toplumsal uzlaşı ile devreye giren enflasyon düzeltmesinden kısmi süreli de olsa vazgeçilmiş olmasının iş dünyasını olumsuz yönde etkilediğini vurguladılar.
“Mali tabloların karşılaştırılma özelliği bozuldu”
Yeminli mali müşavir Yılmaz Sezer, enflasyon muhasebesinin teknik şartları oluşmasına rağmen, uygulamanın ertelenmesinin yanlış bir uygulama olduğunu bildirdi. Bunun işletme sahiplerini zora soktuğunu kaydeden Sezer, “O dönem çok itiraz etmemize ve uyarmamıza rağmen erteleme yapıldı. Zaman içinde enflasyondaki yüksek oranlı artış bireyler kadar işletmelerin de denge ve düzenini bozdu” dedi. Büyüklüğüne bakılmaksızın işletmelerin önlerini göremediklerini, yerine koyma maliyetini bilemediklerini söyleyen Sezer, “Bilançolara yansıyan rakamların, kâr veya zararın ne kadarı enflasyondan kaynaklı fiktif ne kadarı reel, işletme sahipleri de teknisyenler de tam olarak bilememekte” dedi.
Yüksek enfl asyonun mali tabloların anlaşılabilmesini ve karşılaştırılabilir olma özelliğini bozduğunun altını çizen Yılmaz Sezer, “Yani aslında yüksek enflasyon bilanço okur yazarlığını bozdu ve mali tabloları anlamsız hale getirdi. Bu durum özel anlamda işletmeler için genel anlamda ise ekonomi için büyük bir tehlike arz etmektedir” ifadelerini kullandı.
İşletmelerin genel ekonomik durumunun analiz edilebilmesi için bir an önce enflasyon muhasebesi uygulamasına geçmenin yerinde olacağını aktaran Sezer, bazı işletmelerin yasal zorunluluk olmamasına rağmen enfl asyon muhasebesine geçtiğini, bunların daha net ve akılcı kararlar verebildiklerini vurguladı.
Enflasyonun finansal tablolar üzerindeki etkisinin giderilmesine yönelik en önemli düzenleme 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesinde yer alıyor.
Enflasyon düzeltmesinin usul ve esaslarının açıklandığı söz konusu madde uyarınca; mükellefler malî tablolarda yer alan parasal olmayan kıymetlerini maddede belirtilen hükümlere göre enflasyon düzeltmesine tâbi tutmak durumunda. Madde uyarınca kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde yüzde 100’den ve içinde bulunulan hesap döneminde yüzde 10’dan fazla olması halinde malî tablolarını enflasyon düzeltmesine tâbi tutması gerekiyor.
Sistem nasıl işleyecek?
TÜİK tarafından açıklanan verilere göre 2021 sonu itibarıyla Yİ-ÜFE’nin yüzde 79.89, son üç yıl için de yüzde 141.70 olduğunu belirten TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu, yapılan yasal düzenlemeyle enflasyon düzeltmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığına bakılmaksızın, düzeltmenin ertelendiğini hatırlattı.
Düzenlemeye göre kapsama giren mükelleflerin, 31 Aralık 2023 tarihli mali tablolarını, düzeltme şartları oluşup oluşmadığına bakılmaksızın düzeltmeye tabi tutacağını ifade eden Emre Kartaloğlu, “Yapılan enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan kâr/zarar farkı geçmiş yıllar kâr/zararı hesabında gösterilecek, bu şekilde tespit edilen geçmiş yıl kârı vergiye tabi tutulmayacak, geçmiş yıl zararı zarar olarak kabul edilmeyecektir” dedi.
2022 yılı 1. geçici vergilendirme dönemi sonu olan Mart 2022 ayı sonu itibariyle Yİ-ÜFE’nin son 36 ay için yüzde 206.01 olduğunu dile getiren Kartaloğlu, Haziran sonunda ise 12 aylık artışın yüzde 138., 36 aylık artışın yüzde 261 olduğu bilgisini verdi.
Enflasyon düzeltmesi için öngörülen şartların fazlasıyla aşıldığını ifade eden Emre Kartaloğlu, “Başka bir deyişle enfl asyon sürekli artıyor ama enflasyonun mali tablolar üzerindeki etkisi giderilmiyor. Enflasyon düzeltmesini erteleyen geçici madde düzenlemesi yasalaşırken enfl asyonun bu kadar hızlı bir şekilde artacağı düşünülmediği gibi hatta düşeceği öngörülüyordu; zira düzenlemede yer alan “31/12/2023 tarihli mali tablolar, enflasyon düzeltmesi şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın enflasyon düzeltmesine tabi tutulur.” hükmü de bunun açık bir göstergesi” ifadelerini kullandı.
“Bilançolarda parasal olmayan kalemler de var”
Yeniden değerleme düzenlemeleri ile enflasyonun mali tablolar üzerindeki etkisi hafifl etilmeye çalışılsa da yetersiz kaldığının altını çizen Emre Kartaloğlu şunları söyledi: “Çünkü bunlar sadece amortismana tabi iktisadi kıymetlerin düzeltilmelerine yönelik. Oysaki işletmelerin bilançolarında enflasyonun etkisinden arındırılması gereken daha pek çok parasal olmayan kalem mevcut. Enflasyonun bu derece hızlı yükseldiği ve bir süre daha bu yükselişin devam edeceği; düşüşün de öyle hemen geçekleşmeyeceği tahmin edilen böyle bir ortamda, dileyen mükelleflere enflasyon düzeltmesi yapabilmeleri imkanı tanınması en doğru seçenek gibi duruyor.”
“Şirketlerin öz sermayeleri vergilenir duruma geliyor”
Yeni Ekonomi Danışmanlık kurucu ortağı Nazmi Karyağdı, geçen yıl kasım ayında enflasyon muhasebesi uygulamasının yıl sonunda devreye gireceğini söylediklerini hatırlattı. Yİ-ÜFE artışının enflasyon muhasebesini zorunlu kıldığı dönemde, ekonomik nedene bağlı olmaksızın ertelenmesi taleplerinin, 2023 sonuna kadar erteleme yapılarak beklentilerin ötesine geçtiğini ifade eden Karyağdı, “O dönemde yaptığımız açıklamada; 2021 yılında gerekirse hiçbir vergisel sonuç çıkartmaksızın bilançoların enflasyona göre düzeltilmesinin ve 2022 ilk çeyrekten itibaren de vergisel sonuçların devreye alınmasının yerinde olacağını belirtmiştik. Şu an gelinen noktada, Kasım ayından itibaren hatırlattığımız durum gerçek hale gelmiştir. Mali tablolar enflasyon nedeniyle gerçek durumu yansıtmaktan uzaklaşıyor ve şirketlerin öz sermayeleri vergilenir duruma geliyor” dedi.
Karyağdı, onlarca yıl süren tartışma ve mücadele sonucunda 2004 yılında büyük bir toplumsal uzlaşı ile devreye giren enflasyon düzeltmesinden, bir süre de olsa vazgeçilmiş olmasının iş dünyasını olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Karyağdı, yasal değişiklik yapılarak ertelemenin geri alınmaması halinde, teknik olarak enflasyon muhasebesini zorunlu kılan şartlar ortadan kalkana kadar olumsuzluğun süreceğine değindi.