Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in öldürülmesiyle ilgili davada sanık Cemal Metin Avcı’nın haksız tahrik indirimiyle 23 yıl ceza almasını kâfi bulmayan baba Sıddık Gültekin hukuk gayretini sürdüreceğini bildirdi.
Sıddık Gültekin, verilen kararı Mersin’in Faziletli ilçesinde, kıymetlendirdi.
Verilen cezanın bu olmaması gerektiğini vurgulayan Gültekin, süreç içerisinde çok sıkıntı günler geçirdiklerini lisana getirdi.
“Ortada hunharca, planlı işlenmiş cinayet var”
Gültekin, hukuk gayretinin bitmediğini aktararak, şöyle konuştu:
“Biz ağırlaştırılmış müebbet beklerken, hepsinin farklı ayrı cezalandırılmasını beklerken ne yazık ki mahkeme heyeti haksız tahrik indiriminden 23 yıla indirdi. Bu dava kamuoyuna mal olmuştur. Bu davayı kamuoyu vicdanına bırakıyorum, şayet rahatsa benim de rahat. Kızım geri gelmeyecek. İstiyordum ki emsal karar çıksın, caydırıcı olsun. Ben ağırlaştırılmış artı bekliyordum. Artısını da bekliyordum. Ortada hunharca, planlı işlenmiş cinayet var, lakin 23 yıl denilince güya Pınar birinci kez öldürüldü. Adalet istiyorum. Uğraşım bitmedi, devam edecek.”
“Kızımın bir geleceği, hayali vardı”
Acısını kimsenin anlayamayacağını belirten baba Gültekin, evlat acısının çok güç bir şey olduğunu söyledi.
Karar sonrasında itirazda bulunduklarını anlatan Gültekin, “Başsavcı, avukatımız karara itiraz etti. Sonucu daima bir arada göreceğiz. İnşallah âlâ yargıçlar çıkar. Belgeyi yeterli incelerler, hak neyse yerini bulsun onu istiyorum. Adam idam edilirse benim kızım geri gelmez. Kızımın artık geri gelmeyeceğini biliyorum. Kızımın bir geleceği, hayali vardı. Maalesef hayalini toprağa gömdüler. Keşke kızımın yerinde ben olsaydım, zira ben yaşayan bir ölüyüm. Konuşuyorum, geziyorum lakin ölüyüm.” diye konuştu.
Kızını çok özlediğini lisana getiren Gültekin, her cuma kızının mezarında dua ettiğini söyledi.
Ne olmuştu?
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Kısmı öğrencisi Pınar Gültekin (27), 16 Temmuz 2020’de Akyaka Mahallesi’nde yalnız yaşadığı konutundan ayrılmış, tıpkı gün ablasıyla telefonla görüştükten sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Ailesinin Akyaka Jandarma Komutanlığına kayıp ihbarında bulunması üzerine başlatılan çalışmada Gültekin’i tanıyan şahısların listesi çıkarılmış ve bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları incelenerek görgü şahitlerinin tabirlerine başvurulmuştu.
Şüphe üzerine gözaltına alınan genç kızın eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı, birinci sözünde hakkındaki suçlamaları kabul etmese de kanıtlar ortaya konunca bir müddet arkadaşlık yapıp ayrıldığı Gültekin’i bağ meskeninde öldürdüğünü, cesedini yaktıktan sonra varille Gülağzı mevkisindeki ormanlık alana attığını itiraf etmiş ve tutuklanmıştı.
Cemal Metin Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı da soruşturma çerçevesinde telefon sinyallerinin ağabeyiyle birebir vakit diliminde olay yeri ve yakınlarında tespit edilmesi üzerine jandarma gruplarınca gözaltına alınmış, “delil karartmak” suçlamasıyla tutuklanmıştı. Yargılama sürerken Mertcan Avcı’nın tutuksuz yargılanmasına karar verilmişti.
Gültekin’in öldürülmesiyle ilgili davanın on üçüncü duruşmasında, sanık Cemal Metin Avcı, ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasına çarptırılmış, sanığın cezası uygulanan haksız tahrik indirimiyle 23 yıla indirilmişti. Mahkeme, Mertcan Avcı ve başka sanıkların beraatine hükmetmişti.
Karar sonrasında Gültekin’in Babası Sıddık Gültekin, “Bu kadar azap çektirmek adalet midir? Ben geceleri yatamıyorum. Kabuslar görüyorum. Yalnız ben ölmedim, kızım ölmedi, benim bütün sülalem öldü. Benim iki bin tane gencim var buraya getiremiyorum. Adaletin olmadığı vakit kendi adaletini kendin sağlayacaksın kardeşim. Bu türlü olması mı lazım? Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyoruz. Muz cumhuriyetinde değil. Kâfi artık. Buradan kendimi yakmadan gitmeyeceğim. Kendimi yakmak istiyorum” diyerek isyan etti.” />